16 Aralık 2012 Pazar

The Moon That Embraces The Sun

Yeni bir dizi bitimi...
Adı: The Moon That Embraces The Sun
İzlenme sebebi: 2PM'in yaptığı parodi ve Kim Soo Hyun

Tarihi dizi forever diyerekten yazıma başlamak istiyorum. <3
İlk olarak dizinin adının neden bu olduğunu söyleyerekten başlamak istiyorum.
Eski Kore'de yani Joseon'da kral güneşi; kraliçe de ayı temsil ederdi.
Kraliçe kralı kucaklardı ve böylece gökyüzü yani Joseon tamamlanırdı.

Sadece dizideki oyunculara bakmak bile bu dizinin izlenmesi gerektiğini size gösterebilir.
Kim Soo Hyun, Han Ga In, Jung Il Woo...
Ve bunların küçüklük halleri. (Daha çaylak oldukları için adlarını bilmiyorum.)
En hızlı bitirdiğim dizi budur heralde. Neyse...

Fotoğraf ve gif paylaşarak diziyi anlatmaya devam ediyorum;

Dizinin yakışıklı oğlanları. :D
Sarısı veliaht prens. Daha sonradan kral olacak. Malesef 97 doğumlu. T.T

Bu da kızlar... Sarılı olan prenses. Kralın kızı. En sağda olan başrol. Heo Yeon Woo.
Pembe olan da ilerde kraliçe olacak kız. :(

Favourite Couple! <3

Küçük ve büyük kral. :D


Güneş tutulması. :D

Ve benim favori sahnelerim:



Ve gıcık olduğum olay:



Kim Soo Hyun'un ağlayışı. En duygusal sahnelere bile katıla katıla gülmeme sebep oldu. O nasıl bir ağlayıştır abi. 

Ve parody;




Bir kaç SooFany icon'u. ^^







 

Dün doğum günümdü. Bende ilerki senelerde okurum da yüzüm gülümser diye neler olduğunu yazacağım. <3

Bu salaklığı yapan tabii ki Mihri'yle Elif. Çiçek almışlar abi.. Mallar. <3 Adını Mirlif koydum. hihihi.
Film falan izledik. Öyle. Yerim ben onları.

Bir başka mallık yapan bana bir türlü ulaşamayan Büşra'ydı. Cevapsız aramalarda biri. 5 kere mi ne aramış. Gecenin on buçuğunda tekrar aradı ve bana iyi ki doğdun şarkısını söyledi. Anormal insan. 


Bir başka salağımız Melek'ti. Meğer bu salak unutmuş benim doğum günümü. :D Geldi sen anladığında bir ağla bir ağla. :D
Facebook'tan gönderdiği mesajı paylaşıyorum. :)

Şengül'ü de unutmamak gerek tabii. Cidden duygulandırdı beni. T.T


Ve Aslı tabii. Bana ulaşıp doğum günümü kutlamak için her yola başvurdu. Manyak. <3
Twitter'dan mesaj, telefondan aradı olmadı uzuuuuun bir mesaj attı.


Bunlar sadece bir kaç tane. Ben herkese çok teşekkür ediyorum ya.
Allah'ım bana böyle dostlar verdiğin için sana şükürler olsun. <3





2 Aralık 2012 Pazar

The Butterfly Mosque (Kelebeği Kurtarmak)

Normalde bendeki kitap okuma aşkı İslami kitaplarla başladı. Şimdi yön değiştirmiş olabilir ama kitap okumaya Emine Şenlikoğlu ile başlamış bir insanım ben. İlk okuduğum roman "İmamın Manken Kızı" dır. Şimdi diyeceksiniz bize niye anlatıyorsun bunları? Şöyle... 

Geçen yaz Şengül'le kıyafet için çıktığımız alış-veriş yön değiştirip tamamen kitap alış-verişi olduğu ve benim de "Yeter bu kadar bilim-kurgu, aşk, tarih! Biraz İslami kitap okuyup bir şeyler öğren." diye kendime kızdığım an görüpte aşık olduğum bir kitabı anlatacağım şimdi size...


"Amerikalı genç bir kadının aşka ve İslama yolculuğu"

Normalde Ağustos'ta almıştım ama bir türlü okumak nasip olmadı. Geçende okudum ve gerçekten harika bir kitap. Zaten ilk gördüğümde kitabın, adına, kapağına, her şeyine bitmiştim. İçine de öldüğümü rahatlıkla söyleyebilirim. Altını çizip kara kapaklı defterime yazdıklarım;

"Neden cennetten bahsederken insanlar yukarıyı gösterir? Eğer cennet yukarıdaysa, Çin'de nerde? Aşağı da mı?"

"Bir ışığın olmadığına inanan felsefecilerin kör oldukları için göremediklerini düşünüyordum."

"...Tanrı'yla barıştım. O'na Allah dedim."

"İbadet senle din arasındaki aşktır."

"Aşk iki insanı birbirine bağlar. Tek bir şey haline gelmezler, tek bir şey yaparlar."

"Bana azize, yani biricik diyordu; kelimenin İngilizce karşılığının kinayeli anlamlarından hiçbirini taşımayan bir kelimeydi bu. Bu kelime sabırsızlıkla doğması beklenen bir bebek, çok sevilen bir arkadaş, çölde bir kuyu için kullanılır."

"Birinin geçmişini size anlatacak kadar size güvenmesi olabilecek en iyi (ve tek) ayrıcalıktır."

"Çünkü onların bildiği şekliyle İslam eşcinselleri taşlamak ve uvuzları kesmekten ibaret."

"Namazdaki saflar herkesi eşit hale getirir. Hiçbir Müslüman bunun dışında  kalamaz. Eğer bir azizin yanında bir katil varsa, aziz ile katil yanyana durmak zorundadır."

" İslam sadece başörtüsünden ibaret değildir. Başörtüsü önemlidir; ancak İslam daha önemlidir. Eğer gayrimüslim bir ülkede başörtüsü takmak çevrenizden düşmanlık toplamanıza sebep oluyorsa, başörtüsü takmayınız."

"Ona göre; evliliğin dinin yarısı olduğunu söyleyen İslami söyleyiş mutlaktı. Beni sevmek ve korumak, Allah'a karşı görevlerinden biriydi."



Uzun bi aradan sonra...

Edebiyat sınavı için okuduğumuz 2 tane Tanzimat Edebiyatı romanından bahsetmek istiyorum.
Genelde hocaların okumayı zorunlu tuttukları kitapları okumak pek hoşuma gitmez. Gerçi bunları okumak da pek hoşuma kaçmadı. :D İşte kitaplar; 


İlk olarak Sergüzeşt'i okudum çünkü arkadaşlar Talat ve Fitnat'ın çok akıcı olduğunu söylediler ve bende ilk zor olanı yaptım. 
Kitapta köleliğin ne kadar kötü olduğundan, özgürlüğün ne kadar önemli olduğundan vesaire bahsetti yazar. Kitabı okurken sanki eski Türk filmi izliyormuşum gibi geldi bana. :D Küçük bi alıntı yapmak istedim şu an;

"...Ve mert bir erkeğin ağlayışı kadar, kadında merhamet hissi uyandıracak hiçbir şey düşünülemez. Hele o kadın bir anne ise..."

Gel gelelim Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'a... Gerçekten kızların dediği kadar akıcıydı. İlk Türk romanı tabii.. Dolayısıyla bir sürü tesadüf... (Çok saçma tesadüfler.) Yine bir alıntı;

"...Çünkü aşk öyle doğal bir emirdir ki her kadın ve erkek, büyük veya küçük, zengin yahut fakir, akıllı ya da aptal, alim ya da cahil, uygar ya da barbar her insanda olur. Herkesin gönlü aşk ile yoğrulur."

...